zaman ingilizce tercümesi | zaman ingilizce sözlük anlamı | online tercüme





üniversite kursu ankara

time

  • İngilizce





zaman

  • Türkçe

Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. - isim

Bu sürenin belirli bir parçası, vakit

Belirlenmiş olan an

Çağ, mevsim

Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit

Dönem, devir

Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. - gök bilimi 

Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. - dil bilgisi

Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. - jeoloji 

 


Örnek Cümle

Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım.

Ömer Seyfettin

Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir.

Attila İlhan

Gül zamanı. Çocukluk zamanı.

Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı.

R. Mağden

"Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."




Online Tercümeler size  powerd by google translate  altyapısı ile sunulmaktadır.

 
 


Türkçe


İngilizce



Sorgu

Tercümesi

Dilinden
Diline

volan

flywheel

Kız

Girl

deneme sınavı

trial exam

egemen

dominant

Engelli

Disabled

Boran okula neden gelmedi

Why didn't Boran come to school?

sigaram bitti.

I ran out of cigarettes.

çaresiz

helpless

kemik

bone

İyi arabalar

Good cars

otokrasi

autocracy

paraşüt

parachute

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
tercumesi.com bir nerededir.com sitesidir.